Derya ÜLKER
Resim Sergisi
" T e f r i k a"
11 – 30 Ocak 2013
Açılış: 11 Ocak Cuma Saat:18.00-20.00
Galeri Soyut’ta 11 Ocak 2013 tarihinde Derya Ülker’in kişisel resim sergisi “TEFRİKA”nın açılışı gerçekleşecek. 2012 tarihli tuval üzerine akrilik ve karışık teknikten oluşan eserler A Salonu’nda 30 Ocak tarihine dek görülebilecek.
Neden tefrika?
Öncelikle tefrika edilmiş ürün, sanatçısının her gün yeniden doğuşudur, heyecan ortaklığı ve beklenti oluşturması, sabır istemesi, devam edeceğine dair söz vermesi ile kalemin, fırçanın ucundan, izleyicisinin gözlerine ve aklına akan yolun her gün yürünmesidir, üretim ve tüketim süreçlerinin zaman-emek unsurlarında yaklaşmasıdır.
“Ortak hafızamızın yaşanmış rüyalarını bir tarihin resimli sayfalarını okurcasına her gün art arda görüyorum, bir tefrika roman gibi...”
Olaylarla kişiler, sanatçılarla üretimleri, hayatımıza bir tefrika roman gibi girerler, zamanla keşfedilir, oluşur, kendilerini bize derinlikleriyle sunarlar.
Burada “tefrika” sergidir, her bir resim, resimlerdeki figürler ve resim yapma sürecidir.
Resimlerdeki parçalı ancak özü bütün yapı bir benzerlik ve tekrar hissi verir. Terk edildiği sanılan bir renk veya anlayış yenilenir, eski figürler, mekan ve zaman belirir resimlerde. Teknik, esneklikler gösterir. Sanatçı için bu kesitler döngüsel bir oyun alanıdır. Tekrar öğesinin algıdaki görsel ve psikolojik konforu, hiçbir şeyin tekrar edilemeyeceğini söyleyen diyalektik yöntem ile birlikte okunduğunda “tefrika”nın tadına varılır.
Kompozisyonlardaki geniş yüzeylerde yer yer tek fırça tuşuna kadar sadeleşen figürlerin tekrarı bir ritim oluşturur. Çizgiden çok renk alanlarına emanet edilmiş, bağlantılı ve görsel olarak hareketli figürler, “manzara”ya nazaran küçük boyuttadırlar ve fakat ikincil önemde değildirler. Venedik Okulu’na öykünülerek ufuk çizgisinden daha yüksekteki bir bakış açısından görülen resimsel mekanda düzenlenirler, renkle ifade edilirler ve doğanın bir parçası olduklarını vurgularlar. Ancak buradaki yeni “doğa”, “kent” ve onu çağrıştıran yapay geometrik alanlardır. Bu alanlar insanla olan ilişkisi ve karşıtlığı içinde nitelenir, figürlere zemin teşkil etmekten daha büyük bir rol üstlenirler.
Toplanarak bir bütünü oluşturan figürler giderek zemin üzerinde söz söyleyebilecek bir doku oluştururlar. Bu resimlerdeki çokluklar, üst üste bindirilmiş zamanlar ve tekrarlardan türetilebilecekleri gibi, “olağanüstü hal”de bir araya gelmekle de açıklanabilir. “Kalabalık” arketipinin içini dolduran düzenin (kozmosun) veya düzensizliğin (kaosun) temsili amaçlanmıştır.
Derya Ülker
http://www.galerisoyut.com.tr/derya-ulker/